DİĞER
“Gelenek icat etme ve kültürel formları koruma noktasında zannedildiği kadar 'muhafazakâr' olmayan bu topluluk nasıl oluyor da sanat ve edebiyatta yüz yıldır aynı temanın etrafında dönüp durabiliyor? İcat ettiğimiz en temel geleneğin şiddet, çürümüşlük, yozlaşma ve linç kültürü (bu bir kültürse?) etrafında toplanması bize ne söylüyor?”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Pınar Kür’ün öykülerinin dikkat çekici bir başka özelliğini de olayların kurgulanışında görürüz. Hikâyesi anlatılan, hayli sönük, solgun bir 'yaşamama' hali de olsa, öykü ilerledikçe çözüleceğini umduğumuz, kapalı, merak uyandıran bir şeyler vardır ortada."
"Dede Korkut hikâyelerinde en sevdiğim, en hayran olduğum karakter Banıçiçek. Onun özgünlüğü tek başına hikâyeleri bir başyapıt yapmaya yeter bence. Banıçiçek, Bamsı Beyrek’in karısı. Araştırmacılar Bamsı Beyrek ile Odysseus, Banıçiçek ile de Penelope arasında paralellik kurarlar. Ama bence Banıçiçek Penelope’den daha ilginç bir karakterdir."
Diyarbakır, Murat Özyaşar için sadece coğrafî olarak sınırlandırılmış bir yer değil. Yahut biyografisinde yer alan hâlinden çok daha fazlası. Aslından fazlası var…
Bitkinin bir korku figürüne dönüşmesine, gotik ve botaniğin iç içe geçmesine şaşmamak gerekir. İnsan ölünce bitkinin besini olur. Doğa, insan türü için ölüm demektir
Nahid Sırrı, 1945-1960 yılları arasında Osmanlı Hanedanı ve devlet adamlarına dair üç yüze yakın yazı kaleme alır. Daha doğrusu, şimdilik bu kadarı bulunabildi
George R.R. Martin’in son açıklamalarından, Elena Ferrante’nin son köşe yazılarına, uluslararası edebiyat ve yayıncılık alanında Ocak ayının öne çıkan gelişmeleri derledik...
Sonunda arıyorum. İki üç çalıştan sonra açılıyor telefon; bir ses, efendim diyor. O olacağını düşünmüyorum. Hem umduğumdan, tasarladığımdan genç bir ses, hem de koskoca yazarın hemen telefona çıkmasını beklemiyorum galiba...
Çerkes Hikâyeleri, tam da bu bütünsel etki üzerinden “Türk hikâyeleri” ya da daha doğrusu “Türklük” hikâyeleri. Bu yüzden, Çerkes kimliğine dahil olmayan diğer Türkiyeliler ve özellikle de Türkler tarafından okunmalı...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık